Buffalo, New York —

Batı New York’ta yazar Salman Rushdie’yi bıçaklı saldırıyla ağır yaralayan bir adam, yeni terörizm suçlamasıyla karşı karşıya.

Çarşamba günü Buffalo’daki ABD Bölge Mahkemesi’nde mühürlenen üç maddelik iddianamede Hadi Matar, Lübnan merkezli ve İran tarafından desteklenen bir militan grup olan Hizbullah’a maddi destek sağlamaya çalışmakla suçlanıyor. İddianamede Matar’ı gruba bağlayan delillerin ayrıntıları yer almıyor. Ayrıca ulusal sınırları aşan terörizm işlemek ve teröristlere maddi destek sağlamak suçlamaları da yer alıyor.

Federal suçlamalar, Matar’ın bu ayın başlarında, Chautauqua İlçe Mahkemesi’nde cinayete teşebbüs ve saldırı suçlamasıyla suçlandığı takdirde eyalet savcılarının kendisine daha kısa bir hapis cezası önerme teklifini reddetmesinin ardından geldi. Anlaşma ayrıca, o sırada henüz dosyalanmamış olan federal terörizmle ilgili bir suçlamayı kabul etmesini de gerektirecekti.

Bunun yerine, her iki dava da artık ayrı ayrı yargılamaya devam edecek. Eyalet davasında jüri seçimi 15 Ekim’de yapılacak.

Matar’ın yeni iddianamede çarşamba günü öğleden sonra hazır bulunması planlanıyordu.

Avukatı Nathaniel Barone, telefonla yaptığı açıklamada, “Bay Matar iddianamedeki suçlamaları reddetmeyi planlıyor” dedi. “Güçlü bir savunmayla devam etmeyi ve masumiyetini korumayı planlıyor.”

26 yaşındaki Matar, 2022 saldırısından beri kefaletsiz tutuluyor. Saldırı sırasında ünlü yazar Chautauqua Enstitüsü’nde bir ders vermek üzere sahnedeyken Rushdie’yi bir düzineden fazla kez bıçaklamıştı. Bıçak yaraları Rushdie’nin bir gözünü kör etti. Etkinlik moderatörü Henry Reese de yaralandı.

Rushdie, saldırıyı ve uzun ve sancılı iyileşme sürecini nisan ayında yayımlanan anı kitabında ayrıntılı olarak anlattı.

Yazar, İran’ın Ayetullah Humeyni’sinin 1989’da “Şeytan Ayetleri” adlı romanı nedeniyle Rushdie’nin ölümünü talep eden bir fetva veya ferman yayınlamasının ardından yıllarca saklandı. Humeyni kitabı küfür olarak değerlendirdi. Rushdie, 1990’ların sonlarında yeniden kamuoyuna çıktı.

Matar ABD’de doğdu ancak ebeveynlerinin doğduğu Lübnan’da çifte vatandaşlığa sahip. Saldırıdan önce New Jersey’de yaşıyordu. Annesi, oğlunun 2018’de Lübnan’daki babasını ziyaret ettikten sonra içine kapanık ve huysuz hale geldiğini söyledi.

Saldırı, Rushdie’nin hala ölüm tehditleri aldığı göz önüne alındığında, uygun güvenlik koruması alıp almadığı konusunda soruları gündeme getirdi. Bir eyalet polisi ve ilçe şerifi yardımcısı konferansa atanmıştı. 1991’de, “Şeytan Ayetleri”nin bir Japonca tercümanı bıçaklanarak öldürüldü. Aynı yıl bir İtalyan tercüman bıçaklı saldırıdan kurtuldu. 1993’te, kitabın Norveçli yayıncısı üç kez vuruldu ancak hayatta kaldı.

Rushdie’nin bıçaklanmasıyla ilgili soruşturma, Matar’ın tek başına mı yoksa militan veya dini gruplarla birlikte mi hareket ettiği sorusuna odaklandı.