Washington —

Eski Başkan Donald Trump’ın yeni açıklanan başkan yardımcısı Senatörü JD Vance, Çarşamba akşamı Cumhuriyetçi Ulusal Kongresi’nde sahne alacak ve günün teması olan “Amerika’yı Yeniden Güçlü Hale Getir” konusuna odaklanacak.

39 yaşındaki eski bir girişim sermayedarı olan Vance, kamu görevinde iki yıldan az bir deneyime ve çok az dış politika geçmişine sahip. Son yorumları çoğunlukla Trump’ın “Önce Amerika” doktriniyle örtüşüyor ve özetle İsrail yanlısı, Çin karşıtı ve Avrupa’da kaygıya yol açan bir dünya görüşünü ortaya koyuyor.

Irak’ta görevlendirilmiş eski bir ABD Deniz Piyadesi olan Vance, Amerikan askeri müdahalesine şüpheyle yaklaşıyor ve İsrail hariç, büyük ölçüde dış yardıma karşı çıkıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin Ukrayna ve Orta Doğu’yu aynı anda destekleyemeyeceğini ve Doğu Asya’daki olasılıklara hazır olamayacağını savundu.

Şubat ayında Münih Güvenlik Konferansı’nda “Hiçbir anlamı yok,” dedi. “Silah üretimi açısından matematik işe yaramıyor.”

Ancak Stimson Merkezi’ndeki ABD Büyük Stratejisini Yeniden Düşünme programının kıdemli üyesi Emma Ashford, Vance’in bazı kişilerin tanımladığı gibi bir izolasyonist olmadığını söyledi.

Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı ve eski ABD Başkanı Donald Trump, 15 Temmuz 2024’te Milwaukee’deki Fiserv Forum’da düzenlenen Cumhuriyetçi Ulusal Kongresi’nde başkan yardımcısı adayı JD Vance’i alkışlıyor.

Vance, yakın zamanda Quincy Sorumlu Devlet Yönetimi Enstitüsü’nde yaptığı bir konuşmada dış politika hedeflerini tanımladı.

“İsraillilerin ve Sünnilerin dünyanın kendi bölgelerini denetlemesini istiyoruz. Avrupalıların dünyanın kendi bölgelerini denetlemesini istiyoruz ve Doğu Asya’ya daha fazla odaklanabilmek istiyoruz” dedi.

Ashford VOA’ya yaptığı açıklamada, “Ona ya gerçekçi ya da öncelik belirleyici diyebilirsiniz.” dedi.

Bu, “her bölgenin birbirine bağlı olduğunu ve ABD’nin hepsinde liderlik etmesi gerektiğini” savunan Biden yönetimi politikacılarıyla güçlü bir tezat oluşturuyor, diye ekledi. “Ve bu kesinlikle ABD’deki Soğuk Savaş sonrası dış politikadan bir kopuş”

Yine de, Vance’in ABD’nin Çin’e odaklanmak için Avrupa ve Orta Doğu’dan uzaklaşması amacı ne yeni ne de sadece Cumhuriyetçidir. Aslında, eski Başkan Barack Obama 2009’dan 2017’ye kadar Asya’ya Dönüş doktrinini benimsemişti.

ABD, hem Avrupa’da hem de Ortadoğu’da yaşanan çatışmaların etkisiyle henüz bu dönüm noktasına gelemedi.

Ukrayna’ya daha az destek

Öncelikler açısından Vance, Trump’ın Washington’ın Ukrayna’ya desteğini azaltması ve Avrupalıların kıtanın kendi güvenliğinde daha büyük bir rol oynamasını zorlaması yönündeki ısrarına katılıyor.

Vance, Münih’te yaptığı açıklamada, “Vladimir Putin’in Avrupa için varoluşsal bir tehdit olduğunu düşünmüyorum” dedi ve Avrupa diplomatik çevrelerinde şok dalgaları yarattı. Kiev’in, toprakları devretmek anlamına gelse bile Moskova ile “müzakere edilmiş bir barış” peşinde koşması gerektiğini ekledi.

Bu, Ukrayna’daki eski ABD büyükelçisi ve şu anda Atlantic Council’in Avrasya Merkezi’nin kıdemli direktörü olan John Herbst’ün eleştirilerine yol açtı. Herbst, VOA’ya Vance’in “Putin’in Rusya’sı konusunda tamamen saf” olduğunu söyledi.

Trump’ın NATO’nun savunma harcama hedeflerini tutturamayan ülkeleri korumayacağını ima etmesi, hatta Putin’i bu ülkelere saldırmaya teşvik etmesi ve Vance’in Ukrayna’ya yönelik eleştirileri, Trump-Vance yönetimi ihtimalinin Avrupa genelinde endişeye yol açmasına neden oldu.

Ancak Herbst iyimserliğini koruyor.

Ukrayna Trump’ın ilk önceliği olmasa da, “kendini güçlü bir adam olarak görüyor ve dış politika başarısızlığıyla ilişkilendirilmek istemiyor” dedi. “Ve eğer Trump başkan olursa Ukrayna’da bir Rus zaferi, dış politika başarısızlığına çok benzeyecek.”

İsrail’e daha fazla destek

Vance, America First’ün kilit bir temsilcisi olarak kendini kanıtlamış olsa da, İsrail istisna olabilir. Hristiyan inançlarına atıfta bulunan Vance, Başkan Joe Biden’dan bile daha sadık bir İsrail destekçisi olup, sürekli askeri yardım için baskı yapıyor ve İsrail’in savaş davranışlarına sınırlamalar getirilmesine karşı çıkıyor.

DOSYA – Senatör JD Vance, Cumhuriyetçi Parti, Ohio, Senato’nun Ukrayna ve İsrail’e askeri yardımın yanı sıra diğer kalemleri de kapsayacak acil harcama paketiyle ilgili usul oylamasını hazırladığı sırada, 11 Şubat 2024’te Washington’daki Kongre Binası’na geldi.

Ortadoğu Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı olan Brian Katulis, “Vance’in İsrail’e verdiği güçlü destek, günümüz Cumhuriyetçi Partisi’ndeki bazı muhafazakar Evanjelik görüşlerin öneminin yanı sıra, Trump’ın parti üzerindeki kontrolü altında büyüyen beyaz Hristiyan milliyetçi düşüncenin duruşunun bir yansımasıdır” dedi.

Vance, Bush yönetimiyle başlayan ABD neo-muhafazakar yaklaşımını “stratejik ve ahlaki açıdan aptalca” olarak eleştirdi. Ancak, başka yerlerdeki Amerikan müdahaleciliğine karşı olsa da, Orta Doğu’da İran’ı caydırmak ve bölgede barış ve istikrarı sağlamak için İsrail ve Sünni Müslüman devletlerin ittifakını desteklemek amacıyla ABD askeri kaynaklarının harcanması gibi benzer bir stratejiyi savundu.

Katulis, Cumhuriyetçi başkan yardımcısı adayının dünya görüşünü, Irak ve Afganistan savaşlarının ardından ABD’de ortaya çıkan izolasyonist kampların “karmaşık aşırı partizan tartışmalarının bir yansıması” olarak eleştirdi; bunun yerine “Amerika’nın gerçek dünyadaki çıkarlarını ve değerlerini korumak için gerekenlere dair tutarlı bir dünya görüşü” olduğunu söyledi.

Bu arada Katulis, Kasım ayında Trump-Vance ikilisinin kazanması halinde Ortadoğu aktörlerinin “daha fazla öngörülemezlik, tutarsızlık ve karışıklık” beklediğini söyledi.

Çin’e karşı şahin

Çok satan anı kitabı Hillbilly Elegy’nin sinemaya uyarlanan yazarı olan Vance, sanayisizleşmenin bazı Amerikan toplumlarına verdiği sosyal ve ekonomik zararları bizzat deneyimlemiştir.

Trump’ın Çin’in ABD’deki imalat işlerini, özellikle de kendisinin geldiği ülkenin Ortabatı kesimindeki işleri çaldığı yönündeki suçlamalarını yineledi.

New Jersey Ramapo Koleji’nde siyaset bilimi profesörü olan Dean Chen, “Vance, Çin ithalatları ve yatırımları üzerinde daha fazla ekonomik kısıtlama ve tarife uygulanmasını destekledi” dedi. VOA’ya verdiği demeçte, “Çin konusundaki pozisyonunun Trump milliyetçilerinin potansiyel yeni yönetimleriyle aynı çizgide olmasını bekliyorum” dedi.

Vance, ABD Senatosu’nda Çinlilerin ABD finans piyasalarına erişimini kısıtlamak ve Amerikan yükseköğrenimini Pekin’in etkisinden korumak için yasa teklifi sundu.

Vance, geçen yıl Heritage Foundation’da düzenlenen bir etkinlikte Tayvan konusunda “Her şeyden önce engellememiz gereken şey Çin’in işgalidir” demişti.

“Bu ülke için felaket olurdu. Tüm ekonomimizi mahvederdi. Bu ülkeyi Büyük Buhran’a sürüklerdi,” diye ekledi.

Bu, Pekin’in işgal etmesi durumunda Taipei’nin savunmasına gelmeyebileceğini çeşitli zamanlarda ima eden Trump’tan çok daha net bir duruş. Washington’ın Tayvan ile resmi bir anlaşması yok ancak demokratik olarak kendi kendini yöneten adaya “yeterli bir öz savunma kapasitesi” sağlamak için silah sağlıyor.

Trump, Haziran ayında Bloomberg Businessweek’e verdiği röportajda, Taipei’nin ABD’nin savunma harcamalarını karşılamasını istediğini belirtmişti.

“Biliyorsunuz, biz bir sigorta şirketinden farklı değiliz,” dedi. “Tayvan bize hiçbir şey vermiyor.”

Ashford, Tayvan politikasını bir kenara bırakırsak, Trump-Vance yönetimindeki en büyük şokun ticaret politikasında olabileceğini, “Çin’e veya hatta Avrupa’ya yeni tarifeler” getirilebileceğini söyledi.

“Bu oldukça aşırı olabilir” diye uyardı.

Bu habere Tatiana Vorozhko ve Lin Yang katkıda bulundu.