WASHINGTON —

ABD Yüksek Mahkemesi, Perşembe günü Cumhuriyetçilerin, Demokrat Partili Başkan Joe Biden’ın dört yıl önce 11.000’den az oy farkıyla kazandığı eyalette 41.000’den fazla seçmenin başkanlık için oy kullanmasını engelleyebilecek bir girişimini reddetti.

Ancak mahkeme, 5’e karşı 4 oyla, kayıt sırasında vatandaşlık belgesi sunmayan kişilerin oy kullanmasını engelleyen düzenlemelerin bir kısmının uygulanmasına izin verdi.

Yargıçlar, Biden’ın Cumhuriyetçi Donald Trump’a karşı dar bir farkla kazandığı zaferin ardından 2022’de yürürlüğe giren oylama önlemlerinin tam olarak yürürlüğe girmesini amaçlayan eyalet ve ulusal Cumhuriyetçiler tarafından yapılan acil durum başvurusunu değerlendirdi.

Mahkeme, kısa bir emirde gerekçesini ayrıntılı olarak açıklamadı. Muhafazakar Yargıçlar Clarence Thomas, Samuel Alito ve Neil Gorsuch, yasanın tam olarak uygulanmasına izin verecekken, Yargıç Amy Coney Barrett, mahkemenin üç liberaline katılarak bu hamleyi tamamen reddedecekti, emirde belirtiliyor.

Hukuk mücadelesi alt mahkemelerde devam edecek.

Mahkemenin bu eylemi, alt mahkemenin, ABD vatandaşlığını kanıtlayan belgelerle birlikte olmadıkları takdirde eyalet seçmen kayıt formlarının reddedilmesini gerektiren bir gerekliliği engellemesinin ardından geldi. Yine yürürlükte olmayan ikinci bir önlem, kayıtlı kişilerin ABD vatandaşı olduklarını kanıtlamamaları durumunda başkanlık seçimlerinde veya posta yoluyla oy kullanmayı yasaklayacaktı. Federal yasa, seçmenlerin yalan yere yemin etme cezası altında ABD vatandaşı olduklarına yemin etmelerini gerektirir ancak federal seçimlerde şahsen oy kullanmak veya posta yoluyla oy kullanmak için vatandaşlık kanıtı gerektirmez.

Önlemler parti çizgisindeki oylamalarla kabul edildi ve Cumhuriyetçi Partili Vali Doug Ducey tarafından yasalaştırıldı. Bu karar, Biden’ın 2020’de Trump’a karşı kazandığı zaferin ardından Cumhuriyetçilerin Arizona da dahil olmak üzere ülke çapında sunduğu bir dizi önerinin ardından alındı.

Eyalet ve yerel seçimler için seçmenler kayıt yaptırdıklarında veya eyalette dosyalandığında vatandaşlık kanıtı sağlamalıdır. Bu, Kongre veya başkanlık için federal seçimler için bir gereklilik olmadığından, vatandaşlık kanıtı sağlamayan on binlerce seçmen yalnızca federal seçimler için kayıtlıdır.

Demokrat Partili Dışişleri Bakanı Adrian Fontes, 9 Ağustos itibarıyla Arizona’da kayıtlı seçmen sayısının 41 bin 352 olduğunu söyledi.

Fontes, mahkemeye verdiği dilekçede, Kasım ayındaki seçimlere bu kadar yakın bir zamanda eyalet ve ulusal Cumhuriyetçiler lehine bir kararın “kaos ve karmaşa yaratacağı” uyarısında bulundu.

Fontes, en çok etkilenen seçmenlerin askeri hizmet üyeleri, öğrenciler ve yerli Amerikalılar olacağını söyledi. Bu seçmenlerin yaklaşık %27’si kayıtlı Demokratlar ve %15’i Cumhuriyetçiler. Eyalet verilerine göre yarısından fazlası, %54’ü kayıtlı bağımsızlar.

Oy hakkı grupları ve Biden yönetimi Arizona yasaları nedeniyle dava açmıştı.

Yalnızca federal seçmenler, Yüksek Mahkeme’nin 2013’te Arizona’nın ulusal seçimlerde oy kullanmak için vatandaşlık kanıtı belgesi talep edemeyeceğine karar vermesinden bu yana siyasi çekişmelerin konusu oldu. Eyalet, iki seçmen sınıfı oluşturarak yanıt verdi: tüm yarışlarda oy kullanabilenler ve yalnızca federal seçimlerde oy kullanabilenler.

Yeni yasalardan biri seçmenleri daha da bölmeyi amaçlıyordu; vatandaşlık kanıtı olmadan kongre seçimlerinde oy kullanmaya izin veriyordu, ancak başkanlık seçimlerinde oy kullanma hakkını engelliyordu.

2022 yasası, yasayı konuyu artık daha muhafazakar olan Yüksek Mahkeme’nin önüne geri getirme girişimi olarak tanımlayan oy hakkı savunucularının sert muhalefetiyle karşılaştı.

Savunucuları, önlemin dolandırıcılık fırsatlarını ortadan kaldırmakla ilgili olduğunu söylüyor. Yalnızca federal seçmenlerin varlığının, vatandaş olmayanların yasadışı oy kullanmasına izin verdiğine dair bir kanıt yok, ancak Cumhuriyetçiler yine de yalnızca federal oylamayı kısıtlamak için agresif bir şekilde çalıştılar.

Yasama Meclisi’nin avukatları, tedbirin büyük bir kısmının anayasaya aykırı olduğunu, Yüksek Mahkeme’nin önceki kararıyla doğrudan çeliştiğini ve mahkeme tarafından reddedilmesinin muhtemel olduğunu belirtmişti.