Elon Musk gibi eksantrik girişimciler, insanlığın küresel bir iklim felaketinden kurtulmasını sağlamak için insanları Ay’a veya Mars’a göndermek istiyor.
Peki böyle bir felaket durumunda gezegenimizin yaban hayatı ne olacak?
Bilim insanları, Dünya’daki zengin hayvan çeşitliliğini korumak için Ay’a bir ‘biyolojik depo’ yerleştirmeyi önererek nihayet bu soruya bir cevap bulmuş olabilir.
Biyolojik depoda memelilerden sürüngenlere, kuşlara ve amfibilere kadar milyonlarca ‘kriyoprezervasyonlu’ hayvan türüne ait dondurulmuş hücreler yer alacak.
Dünya’daki yaşamın yok olması durumunda, bu hücrelerin klonlanarak yeni yaşam yaratılması mümkün olabilir; bu yaşam Dünya’da, Ay’da veya başka bir gezegende ortaya çıkabilir.
Dünya’da, Norveç’te bir mahsul felaketi durumunda tohumları saklayan bir depo var – ancak şimdi bilim insanları Ay’a benzer bir şey koymayı öneriyor. Bu ay kasası hayvan türlerinin hücrelerini saklayacak, ancak potansiyel olarak bitki tohumlarına da ev sahipliği yapabilir (sanatçının izlenimi)
Kriyoprezervasyon (kriyojenik koruma), hayvan hücre ve dokularının dondurularak korunmasıdır.
Düşük sıcaklıklarda metabolik süreçler durur ve hücreler adeta askıda kalır.
Bu canlı hücre bankaları, hayvanlardan elde edilen DNA, embriyo, semen ve canlı doku gibi genetik materyalleri çok düşük sıcaklıklarda koruyor.
Bu hücreler kültürlenebilir ve türlere yeni bir hayat vermek için klonlar yaratma potansiyeli de dahil olmak üzere çeşitli uygulamalarda kullanılabilir.
Kriyoprezervasyondaki en büyük zorluk, hücrelerin dondurma veya çözme işlemleri sırasında zarar görmemesini sağlamaktır.
Washington DC’deki Smithsonian Ulusal Hayvanat Bahçesi ve Koruma Biyolojisi Enstitüsü’ndeki (NZCBI) bilim insanları, BioScience dergisinde yayımlanan bir makalede son derece iddialı planlarını özetlediler.
Ay’da kurulacak bir biyolojik deponun tam maliyetini tahmin etmeseler de, Dünya’dakinden beş kat daha pahalı olacağını, ancak bakımının daha ucuz olacağını söylüyorlar.
Bu ay kasasında hayvan türlerine ait kriyoprezervasyonlu hücreler saklanacak, ancak diğer versiyonlarda dondurulmuş bitki tohumları da saklanabilir.
NZCBI’da kriyobiyolog ve çalışmanın baş yazarı Mary Hagedorn, “Başlangıçta, aydaki bir biyolojik depo, bugün Dünya’da en fazla risk altında olan türleri hedef alacak” dedi.
‘Ama nihai hedefimiz Dünya’daki türlerin çoğunu kriyoprezervasyona tabi tutmak olacaktır.’
Ortalama 388 bin 200 kilometre uzaklıktaki Ay, Dünya’dan, gezegendeki hayvanları yok edecek bir iklim çöküşünden sağ çıkabilecek kadar uzak.
Ancak aynı zamanda Dünya’daki gibi elektriğe ihtiyaç duymadan hayvan hücresi örneklerini dondurabilecek kadar soğuk olması gibi ek bir avantajı da var.
Bilim insanları, ‘biyolojik depolama alanının’ Ay’ın özellikle kutup bölgelerinde, yönelimleri ve derinlikleri nedeniyle güneş ışığı almayan kraterlerin bulunduğu, çok soğuk bir yere yerleştirilmesini öneriyorlar.
Kalıcı olarak gölgede kalan bu bölgeler -246°C (-410°F) olabilir; bu da kriyoprezervasyon depolaması için fazlasıyla yeterli bir soğuktur.
Uzmanlar ilhamlarını, Norveç’in Svalbard kentindeki, Dünya’daki ekinlerin yok olması durumunda kullanılmak üzere dondurulmuş tohumların saklandığı yeraltı sığınağı olan Küresel Tohum Kasası’ndan alıyor.
2017 yılında çözülen donmuş toprak, koleksiyonu su baskınıyla tehdit etti; bu da yeraltı sığınaklarının bile iklim değişikliğine karşı savunmasız olabileceğini gösterdi.
Ortalama 238.855 mil uzaklıkta olan Ay, hayvanları yok edecek bir iklim bozulmasından sağ çıkabilecek kadar Dünya’dan uzaktadır
Svalbard Küresel Tohum Kasası, orijinallerin kaybolması durumunda değerli bitki tohumlarının ‘yedek kopyalarını’ saklıyor
Fotoğrafta, Svalbard’daki Arktika donmuş toprağına oyulmuş, bir felaket sonucu gıda ürünlerinin yok olması durumunda dünyanın en önemli tohum örnekleriyle dolu bir kasa görülüyor
Tohumlarla karşılaştırıldığında, hayvan hücrelerinin korunması için çok daha düşük depolama sıcaklıklarına (-320°F veya -196°C) ihtiyaç duyulur.
Hagedorn ve meslektaşları, çalışmalarının bir parçası olarak, yıldızlı gobi adı verilen bir resif balığının yüzgeçlerinden deri örnekleri kriyoprezervasyonla sakladılar.
Yüzgeçler, hayvan dokularının yapısal çerçevesini oluşturan ve yara iyileşmesinde kritik rol oynayan fibroblast adı verilen bir tür deri hücresi içerir.
Daha sonra numuneler, Ay’a gönderilecek biyolojik materyale hazırlanmak için, Ay yüzeyinin maruz kaldığı radyasyona maruziyet testine benzer bir testten geçirilecek.
Bir diğer gelecek adımı ise uzay yolculuğunda sıklıkla görülen radyasyon ve mikro yer çekimine dayanıklı ambalajlar tasarlamak olacak.
Paketlemede değişiklik gerekmesi durumunda uzaya ne kadar dayanıklı olduklarını görmek için öncelikle numunelerin Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) gönderilmesi planlanıyor.
Bilim insanları, yaygın bir resif balığı olan yıldızlı gobiden (resimde) deri örnekleri kriyoprezervasyon yaptı. Örnekler, biyolojik materyalin aya gönderilmesi için radyasyona maruz kalma testinden geçirilecek
Potansiyel olarak numuneler öncelikle uzay ortamına ne kadar dayanıklı olduklarını görmek için Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) gönderilecek
Sonuç olarak, en çok tehdit altında olan türlere ait ilk hücre örnekleri yükü, NASA’nın Artemis programı kapsamında gelecekte Ay’a yapılacak görevlerin bir parçası olarak astronotlarla birlikte taşınabilir.
Artemis, sonunda Ay’da kalıcı bir üs ve ‘sürdürülebilir insan varlığı’ kuracak; binalar ve altyapı inşa edecek.
Elbette bu iddialı projenin pek çok engelle karşılaşması muhtemel; bunlardan biri de Dünya üzerindeki hayvan türlerinin sayısının 7 milyon olduğu tahmin ediliyor.
Geçtiğimiz yılın kasım ayında yayınlanan bir araştırmaya göre, hem hayvanlar hem de bitkiler olmak üzere 2 milyon tür yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Ancak bilim insanları bunun ‘onlarca yıl sürecek bir program’ olduğunu ve büyük uluslararası işbirliği gerektirecek uzun vadeli bir proje olduğunu vurguluyor.
‘Ay biyolojik deposunun gerçekleştirilmesi, kabul edilebilir örnek tutma, yönetim ve uzun vadeli planlar geliştirmek için çok çeşitli ulusların, kültürel grupların, ajansların ve uluslararası paydaşların işbirliğini gerektirecektir’ diyorlar.
‘Ay’a yerleşmek için endüstri ve birçok bilim dalının yoğunlaştığı günümüzde, Dünya’nın yaşamını korumak en önemli öncelik olmalı.’
Dünyanın dört bir yanından, İsviçre’deki heyecanla bekleyen bilim insanlarına dışkı paketleri gönderildi. Bu dışkılar, bir gün insanlığı yok olmaktan kurtarabilir.
Etiyopya ve Porto Riko gibi yerlerden toplanan dondurulmuş dışkı örnekleri, Adrian Egli’nin Zürih Üniversitesi’ndeki laboratuvarına teslim edildi.
Tıbbi Mikrobiyoloji Enstitüsü Müdürü Bay Egli, bir mikrobiyota kasası yarattığını söylüyor.
Dünyada nesli en fazla tehlike altında olan canlıların insan bağırsağında yaşadığını ve bu canlıları korumamız gerektiğini söylüyor.
Dünyanın dört bir yanından, İsviçre’deki bilim insanlarının heyecanla beklediği yerlere dışkı paketleri gönderildi. Bu paketler, bir gün insanlığı yok olmaktan kurtarabilir.
GENEL HABERLER
12 Eylül 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.