Alman yetkililer, ülkenin ulusal haritacılık ofisine yönelik 2021 siber saldırısına ilişkin soruşturmanın, saldırıdan “Çin devlet aktörlerinin” sorumlu olduğunu tespit ettiğini söylüyor. Buna karşılık, Almanya Dışişleri Bakanlığı, Tiananmen Meydanı baskını sonrasında 1989’dan bu yana ilk kez Çin büyükelçisini çağırdı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sebastian Fischer, Çarşamba günü gazetecilere yaptığı açıklamada, Alman hükümetinin saldırının kaynağı hakkında “istihbarat servislerinden güvenilir bilgilere” sahip olduğunu söyledi.

Fischer, “Devlet kontrolündeki Çinli siber aktörler, casusluk amacıyla ajansın ağına sızmıştı” dedi.

“Almanya’ya yönelik bu tür siber faaliyetlere kararlılıkla karşı çıkıyoruz ve siber alanda sorumlu ve kurallara dayalı bir davranışın savunucusuyuz” dedi.

İçişleri Bakanı Nancy Faeser, yaptığı açıklamada, Almanya’nın benzer tehditlere karşı “koruma düzeyini önemli ölçüde artırdığını” söyledi.

“Çin’i bu tür siber saldırılardan kaçınmaya ve bunları engellemeye çağırıyoruz. Bu siber saldırılar Almanya ve Avrupa’nın dijital egemenliğini tehdit ediyor” dedi.

Almanya Federal Kartografya ve Jeodezi Ajansı, hükümet bakanlığından yapılan açıklamaya göre, çok sayıda devlet ve özel kuruluş için önemli bir kaynaktır.

Almanya ile Çin arasındaki bağlar uzun zamandır güçlü olarak görülüyordu, ancak son yıllarda Çin’in otoriter eğilimleri, iş yapma biçimleri ve potansiyel güvenlik riskleri konusundaki endişeler nedeniyle Berlin ile Pekin arasındaki gerginlik arttı.

Nisan ayında, aralarında bir Alman milletvekilinin yardımcısının da bulunduğu dört kişinin Çin adına casusluk yaptıkları şüphesiyle tutuklanmasının ardından gerginlik daha da tırmandı.

2024’ün başlarında ABD, İngiltere, Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda’nın da aralarında bulunduğu birçok ülke, Çin’in devlet destekli bilgisayar korsanlığı siciline itiraz etti.

Geçtiğimiz yıl Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Çin ile ilişkiler konusunda stratejik bir plan ortaya koymuş, “sistemik rekabet”ten ve Pekin’e ekonomik bağımlılığı azaltırken ticari bağları sürdürme ve Çin ile iklim değişikliği zorlukları konusunda birlikte çalışma gerekliliğinden söz etmişti.