WASHINGTON —

Üst düzey bir ABD yetkilisi Salı günü yaptığı açıklamada, ABD-Güney Kore ittifakının “nükleer ittifak” olduğunu vurguladı ve ABD ile Güney Kore’nin geçen hafta yeni caydırıcılık yönergelerini imzalamasının ardından Güney Kore hükümetinin iki müttefike ilişkin tanımlamasını destekledi.

ABD Savunma Bakanlığı Uzay Politikaları Başkan Yardımcısı Vipin Narang, VOA Korece Servisi’ne verdiği özel röportajda, “Müttefiklerimize resmen nükleer caydırıcılık sağladığımızda, bu bir nükleer ittifaktır ve Güney Kore bunun bir örneğidir.” dedi.

Narang, bunun ABD’nin NATO aracılığıyla Avrupa müttefikleriyle yaptığı anlaşmaya benzeyeceğini açıkladı.

“Örneğin NATO, nükleer silahlar var olduğu sürece NATO’nun nükleer bir ittifak olacağını açıkça söylüyor. Ve ROK ile ilişki de benzer şekilde ABD nükleerinin resmi bir uzantısıdır,” dedi ve resmi adı olan Kore Cumhuriyeti’nin kısaltılmış biçimi olan Güney Kore’ye atıfta bulundu. “Güney Kore’yi tüm yeteneklerimizle savunmayı taahhüt ediyoruz.”

Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, Salı günü düzenlenen Kabine toplantısında, Güney Kore’nin ABD ile ittifakının “nükleer temelli ittifak” olarak yükseltildiğini ve ABD’nin nükleer varlıklarının iki müttefik arasında yeni kararlaştırılan yönergeler uyarınca artık “Kore Yarımadası’ndaki görevlere özel olarak tahsis edileceğini” söyledi.

Yoon, Perşembe günü Washington’daki NATO zirvesi kapsamında ABD Başkanı Joe Biden ile bir araya gelerek, iki ülkenin Kore Yarımadası’ndaki nükleer caydırıcılık çabalarını güçlendirmek için daha derin diyalog ve bilgi paylaşımında bulunma taahhüdünü ortaya koyan ve 2023’te açıklanan Washington Deklarasyonu’na olan bağlılıklarını yeniden teyit etti.

İki liderin son görüşmesinin ardından yayınlanan ortak açıklamaya göre Biden, ABD’nin Güney Kore’ye yönelik genişletilmiş caydırıcılık taahhüdünün “nükleer dahil olmak üzere ABD’nin tüm yetenekleriyle” desteklendiğini yineledi.

Bu hamle doğrultusunda, ABD ile Güney Kore tarafından Washington Deklarasyonu kapsamında kurulan ikili bir organ olan Nükleer Danışma Grubu’nun eş başkanlığını yürüten Narang, geçen hafta Washington’da Güney Koreli mevkidaşı Cho Chang Lae ile bir araya gelerek “ABD ve Kore Cumhuriyeti’nin Kore Yarımadası’nda Nükleer Caydırıcılık ve Nükleer Operasyonlara İlişkin Kılavuzu”nu imzaladı.

Savunma Bakanlığı’na göre, yönergeler her iki ülkenin politika yapıcılarına ve askeri yetkililerine “etkili bir nükleer caydırıcılık politikası ve duruşunu sürdürmede” yardımcı olacak ilkeler ve prosedürler sağlıyor.

Narang, söz konusu yönergelerin Nükleer Danışma Grubu’nun (NCG) ABD-Güney Kore ittifakının tehditlerine uygun şekilde gelişmesine yardımcı olacağını vurguladı.

“Yönergeler belgesi son değil, başlangıçtır ve bir bakıma NCG’yi kalıcı bir kurum olarak kurar,” dedi. “NCG yaşayan bir kurumdur ve iş akışları tehdit ortamı ve yeteneklerle birlikte gelişirken, Kuzey Kore’nin yetenekleri de genişlemeye ve çeşitlenmeye devam ediyor.”

Ancak, ABD nükleer silahlarının kullanımı ve istihdamına yalnızca ABD başkanının yetki verebileceğini açıkça belirtirken, Washington ve Seul’ün genişletilmiş caydırıcılığa “eşit ortaklar” olarak yaklaşacağının altını çizdi.

“Genişletilmiş caydırma ilişkilerimiz var. Müttefiklerimizden konvansiyonel desteğe ihtiyacımız var” diye vurguladı.

Bu açıklamalar, özellikle Rusya ve Kuzey Kore’nin Moskova’nın Pyongyang ile tam teşekküllü askeri iş birliğine girmeye istekli olduğunu gösteren bir savunma paktı imzalamasının ardından, Güney Kore’de ABD’nin genişletilmiş caydırıcılığı konusundaki şüphelerin artması üzerine geldi.

Güney Korelilerin giderek artan bir kısmı, Güney Kore’nin kendi nükleer silahlarına sahip olması gerektiğini savunuyor. Buna göre, ABD-ROK ittifakının mevcut caydırıcılık stratejisi, Güney Kore’nin Rusya ile işbirliği yapması durumunda Kuzey Kore’den gelebilecek olası saldırılara karşı yeterli olmayacak.

Savunma Bakan Yardımcısı Vekili, Güney Kore’nin kendi nükleer silahlarına sahip olması konusunda sert uyarılarda bulundu.

“Bu, NPT’nin (Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması) ihlali anlamına gelir” diyen Narang, Güney Kore’nin muhtemelen uluslararası yaptırımlarla karşı karşıya kalacağını sözlerine ekledi.

Ayrıca Seul’ün nükleer silah edinmeye çalıştığı dönemde “uluslararası bir dışlanmış” haline geleceğini ve Kuzey Kore’nin nükleer saldırılarına karşı savunmasız kalacağını ileri sürdü.

Washington’daki uzmanlar, yeni yönergelerin Güney Kore’ye yönelik uzun vadeli caydırıcılık açısından ne anlama gelebileceği konusunda temkinli olmaya devam ediyor.

Amerika Kore Ekonomi Enstitüsü Başkanı Scott Snyder, “Bu, ABD’nin savunmanın her alanında Güney Kore’yi bir ortak olarak ciddiye aldığını gösteriyor” dedi.

Snyder, Salı günü VOA Korece Servisi’ne yaptığı açıklamada, nükleer silah kullanma kararının Seul ve Washington arasında sıkı bir entegrasyonla alınması gerektiğini söyledi.

“Entegre olmazsa ittifak başarısız olur” dedi.

Kararın büyük ölçüde ABD’nin eğilimine bağlı olacağını da sözlerine ekledi.

Rand Corporation’ın kıdemli savunma analisti Bruce Bennett, Salı günü VOA’nın Korece Servisi’ne yaptığı açıklamada, ABD-Güney Kore ittifakını “nükleer bir ittifak” olarak görmenin zor olduğunu söyledi.

Bennett, “Eğer Güney Kore’ye nükleer seçeneklerin planlanmasında bir rol verildiyse, evet, ancak ABD bunun gerçekleşmediğini ima ediyor” dedi.

“Eğer bir nükleer ittifaksa, o zaman nükleer ittifakın nasıl olduğunu tanımlamalıdır – Güney Kore nükleer silahların nasıl kullanılacağının planlanmasına dahil ediliyor mu? Başkan Yoon’un istediği buydu. Benim için net değil.”