“Tam da bu kriz anında Burning Man’in gerçek özüne tanık oldum; birkaç saat önce kendini ifade etmenin tadını çıkaran topluluk şimdi bir araya gelmişti.

“Komşu komşuya yardım etti, yabancılar dost oldu ve yardımlaşma ruhu gelişti.

“Sığınaklar yaptık, sınırlı miktardaki malzemeleri paylaştık ve taşkınları azaltmak için yorulmadan çalıştık.”

Valentina ayrıca izole çölde hiçbir sinyal olmayınca sosyal medyanın “anlamsız” hale geldiğini belirtti.

Uzun bir aradan sonra ilk kez “sürekli dijital gürültü” olmadan kendini özgür hissetti.

Bunun yerine hayatın sadeliğinde huzur buldu; akşamlarını kamp ateşinin başında hikayeler anlatarak, yeni tanıştığı arkadaşlarıyla yemek hazırlayarak ve göksel çadırın altında dans ederek geçirdi.

Bu dönemde çamurlu beyzbol oynamayı bile ihmal etmedi.

“Bize gerçek mutluluğun en temel insani ilişkilerde ve birbirimize yardım etme eyleminde bulunabileceğini öğretti.” diye sonlandırdı.

“Bu deneyim hayatımı sonsuza dek değiştirecekti. Bana topluluğun gücünü, kendini ifade etmenin güzelliğini ve sanal dünyadan kopup gerçeklikle tam anlamıyla etkileşime girmenin sevincini göstermişti.”