Washington —

Beyaz Saray, Salı günü Hamas tarafından 7 Ekim’de kaçırılan bir İsrailli rehinenin kurtarılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Gazze’de ateşkes anlaşmasının sonuçlandırıldığını söyledi.

Ancak bir anlaşmaya varılsa bile, ateşkesin üç aşamalı anlaşmanın birinci aşamasının altı haftasını aşması pek olası değil. Bir sonraki ABD yönetimi yine de bölgedeki gerginlikleri yönetme rolünü devralacak.

Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Demokratların başkan adayı olduğundan beri, ABD’nin İsrail’e verdiği desteği yeniden teyit etmekle Filistinlilerin insani ihtiyaçlarını savunmak arasında bir denge kurmayı amaçlıyor; özünde, Başkan Joe Biden’ın İsrail-Hamas savaşı ve daha geniş anlamda Ortadoğu politikalarının devamı sinyalini veriyor.

Harris, Chicago’daki parti kongresinde Demokrat başkan adayı olarak kabul konuşmasında, kendi konumunu özetledi.

“Başkan Biden ve ben, İsrail’in güvenliğinin sağlanması, rehinelerin serbest bırakılması, Gazze’deki acıların sona ermesi ve Filistin halkının onur, güvenlik, özgürlük ve kendi kaderini tayin hakkını gerçekleştirebilmesi için bu savaşı sona erdirmek için çalışıyoruz” dedi.

Demokratlar, henüz kendi politikalarını ortaya koymamış olmasına rağmen Harris konusunda hevesliler. Ve Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin uzun süreli bir üyesi olan Biden’ın aksine, Harris’in dış politikaya maruz kalmasının çoğu başkan yardımcısı olduğu dönemdeydi.

Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nin Orta Doğu Programı kıdemli üyesi Natasha Hall, “dış politika yükü” taşımamanın Harris’in Demokrat seçmenlerin gözünde işine yarayabileceğini söyledi.

Hall, Biden’ın Ekim 2002’de Başkan George W. Bush’a Irak’ta güç kullanma yetkisi veren 77 senatörden biri olduğunu, bu kararın da Biden için bir sorun haline geldiğini, tıpkı İsrail’e verdiği güçlü desteğin kendi partisinde en çok ayrıştıran konu haline gelmesi gibi.

Danışmanın etkisi

Harris’in Ortadoğu politikasının Biden’ınkinden farklı olup olmayacağını görmek isteyenler, seçilmesi halinde görevine devam etmesi beklenen ulusal güvenlik danışmanı Phillip Gordon’a bakabilirler. Dış politika da dahil olmak üzere tüm ulusal güvenlik konularında başkana baş danışman olacak.

Hall, VOA’ya “Phil Gordon, çizgileri renklendiren bir danışman tipidir,” dedi. “Onun, eski moda Amerikan dış politikasının bir parçası olduğunu düşündüğüm türden bir insan olduğunu düşünüyorum.”

Gordon, 2003 yılında Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in iktidardan devrilmesine karşıydı. 2020’de yayınlanan “Uzun Oyunu Kaybetmek: Orta Doğu’da Rejim Değişikliğinin Sahte Vaadi” adlı kitabında, Amerikan’ın Orta Doğu’daki liderleri devirme çabalarını anlattı.

“ABD’nin Orta Doğu hakkındaki politika tartışması, onlarca yıllık acı deneyimin bunun böyle olmadığını göstermesine rağmen, her soruna dışarıdan bir Amerikan çözümü olduğu yanılgısından muzdariptir,” diye yazdı. “Ve rejim değişikliği en kötü ‘çözümdür.'”

İsrail’deki Bar-Ilan Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölüm Başkanı Jonathan Rynhold, böyle bir bakış açısının Harris yönetimini “İran’la iddialı bir şekilde başa çıkma konusunda çok, çok temkinli” hale getireceğini söyledi.

Ancak Rynhold, VOA’ya yaptığı açıklamada, İsrail açısından bakıldığında Harris’in, yönetimin İran’ı caydırmak için Ortadoğu’ya daha fazla askeri varlık konuşlandırma kararına doğrudan dahil olmasının iyi bir haber olduğunu söyledi.

“Eğer benimseyeceği politika buysa, o zaman bu İsrail’in İran konusunda ihtiyaç duyduğu asgari eşiği aşıyor,” dedi. “İsrail’in arzuladığı şey bu olmayabilir, bu daha güçlü bir yaklaşımdır, ancak pasif bir yaklaşım değildir.”

Harris’in şu anki yardımcıları VOA’ya, Harris’in Biden’ın belirlediği yolda ilerlemeyi planladığını, yani İsrail’in güvenliğini tehlikeye atmadan ateşkesin ötesinde iki devletli çözüme doğru ilerlemeyi hedeflediğini söyledi.

Harris’in Senato’daki eski ulusal güvenlik danışmanı Halie Soifer da aynı fikirde.

“Başkan yardımcısı ve başkan, yalnızca İsrail ile yaptığımız mevcut anlaşma için değil, İsrail’e ABD askeri yardımını desteklediler,” dedi şu anda Amerika Yahudi Demokratik Konseyi’nin CEO’su olan Soifer. “Ancak bu yıl güvenlik ihtiyaçları nedeniyle de bir artış oldu,” dedi VOA’ya

Nesil ve kişisel geçmiş

Biden’ın Holokost’a dair daha içgüdüsel bir algıya sahip olan nesli, İsrail’i düşman Arap güçleriyle çevrili küçük bir demokrasi olarak görüyor. Harris’in nesli ve daha genç insanlar, İsrail’i bugün olduğu gibi görüyor: gelişen bir demokrasi ve bölgenin en büyük askeri gücü. Biden ve Harris, İsrail’in güvenliği için aynı hedefi paylaşıyor olsalar da, aynı duygusal yankıyı taşımıyorlar, dedi Rynhold.

Genç Amerikalılar “Yahudiler ve İsrail’in aşırı derecede savunmasız olduğu bir zamanı hatırlamıyorlar” dedi. “Bu yüzden Başkan Biden’ın gerçekten sahip olduğu aynı sürekli savunmasızlık hissine sahip değiller.”

Başkan için İsrail, Amerika’nın dünyadaki rolünün öyküsünün ayrılmaz bir parçası.

Rynhold, “Amerika, Holokost’u önlemek için orada. Amerika, demokrasileri desteklemek için orada ve İsrail, onun bu rolü anlama biçiminde merkezi bir rol oynuyor” dedi.

Seçilirse Harris, anne ve babası göçmen olan ülkedeki en yüksek makama gelen ilk kişi olacak. Barack Obama’nın babası Kenya’da, Donald Trump’ın annesi ise İngiltere’de doğdu. Harris’in babası Jamaika’dan, annesi ise Hindistan’dan geliyordu.

Kendisinin Siyonist olduğunu sık sık vurgulayan Biden’ın aksine, Harris, Küresel Güney’den gelen görüşlere karşı daha hassas olabilir.

Harris, 2018 yılında bir Hint-Amerikan grubuna yaptığı konuşmada, çocukluğunda anne tarafından büyükbabası PV Gopalan’ın evine yaptığı ziyaretlerden sevgiyle söz etmiş ve onu “özgürlük, adalet ve bağımsızlık için” savaşan biri olarak tanımlamıştı.

Hall, “Dünyanın geri kalanının Orta Doğu, neo-sömürgecilik, neo-emperyalizm hakkında neler hissedebileceğinin farkında,” dedi. “Başkan olursa bu deneyimleri hayata geçirme fırsatına sahip olmasını gerçekten umuyorum.”

Ancak Harris doktrininin nihayetinde nasıl görüneceğini söylemek zor.

Rynhold, “Şu anda söyledikleri seçim kazanmaya ve Demokrat Parti’yi bir arada tutmaya yönelik” dedi.

Ve parti, İsrail’e sempati duyanlarla Filistinlilere sempati duyanlar arasında eşit olarak bölünmüş olduğundan, basmakalıp ifadeler kullanmak zorunda kalıyor, dedi.

“Ve o da bunu yaptı.”