Yeni nesillerin, kendilerinden önceki nesillere kıyasla bir düzineden fazla kanser türüne yakalanma riskinin daha fazla olduğunu ortaya koyan kapsamlı bir araştırma yayımlandı.

On milyonlarca tanıya ilişkin yapılan bir analiz, milenyum kuşağının (1981-96 arasında doğanlar) ve X kuşağının (1965-80) II. Dünya Savaşı sonrası Boomer kuşağına göre 17 kanser türüne yakalanma ihtimalinin daha yüksek olduğunu ortaya koydu.

17 kanser türünün arasında kolon kanseri, pankreas ve karaciğer kanserleri gibi en ölümcül kanser türleri de yer alıyor.

Obezite ve aşırı alkol tüketiminin krize kısmen sebep olduğu düşünülüyor ancak uzmanlar artışın arkasında başka nelerin yattığından hâlâ emin değil.

Yeni nesiller arasındaki artış, hastalıkla mücadelede onlarca yıllık ilerlemeyi tersine çevirmekle tehdit ediyor. Teşhislerin 2020’den 2050’ye neredeyse iki katına çıkması bekleniyor ve ölüm oranlarının sabitlenmeye başladığına dair işaretler var.

2022’de yaklaşık 20 milyon kanser vakası teşhis edildi, ancak bu sayının 2050’ye kadar 35 milyonun üzerine çıkması bekleniyor

Uzmanlar ayrıca artan kanser yükünün, bu kişilerin ABD ekonomisine katkıda bulunmasını engelleyeceğini, bunun da daha yüksek işsizlik, daha yavaş büyüme ve sağlık harcamalarının artmasına yol açacağını söylüyor.

Bu durum, daha kötü sağlık koşullarının ekonomik sıkıntılara yol açması ve tedaviye erişim eksikliğinden dolayı daha da kötü bir sağlık durumuna yol açması gibi bir kısır döngüye neden olabilir.

Amerikan Kanser Derneği’nde gözetim ve sağlık eşitliği bilimi kıdemli başkan yardımcısı ve çalışmanın kıdemli yazarı Dr. Ahmedin Jemal şunları söyledi: ‘Bu genç gruptaki kanser oranlarındaki artış, kanser riskinde nesiller arası değişime işaret ediyor ve genellikle ülkede gelecekteki kanser yükünün erken bir göstergesi olarak hizmet ediyor.’

‘Etkili nüfus düzeyinde müdahaleler yapılmazsa ve genç nesillerdeki yüksek risk yaşla birlikte devam ederse, gelecekte kanser yükünde genel bir artış meydana gelebilir ve hastalığa karşı onlarca yıllık ilerleme durdurulabilir veya tersine çevrilebilir.’

‘Veriler, önleme stratejilerini bilgilendirmek için X Kuşağı ve Y Kuşağı’ndaki altta yatan risk faktörlerinin belirlenmesi ve ele alınmasının kritik ihtiyacını vurguluyor’ diye ekledi.

Bulgular, 50 yaş altı Amerikalılarda kolorektal kanser vakalarının endişe verici şekilde artmasıyla birlikte ortaya çıktı

ACS’den araştırmacılar, 20 yıllık bir dönemde 34 kanser türü teşhisi konulan 23 milyondan fazla hastanın verilerini analiz etti. Hastaların yaşları 25 ila 84 arasında değişiyordu.

Daha sonra hastalar doğum yıllarına göre 1920’den 1990’a kadar olan gruplara ayrıldı.

Gen X ve milenyum kuşağı, Boomer’lardan üç kata kadar daha fazla sayıda kanser türüne yakalanma olasılığına sahipti. Bunlara, 50 yaş altı yetişkinlerde hızla artan kolorektal kanser gibi formlar da dahildi.

Yaşlı insanlarda kanser oranları azalırken, genç hastalarda meme, rahim, kolorektal, yumurtalık ve testis kanserleri de dahil olmak üzere dokuz kanser türünün görülme sıklığı arttı.

Bulgular, genç yetişkinler arasında kanser vakalarının artacağına dair uyarıda bulunan diğer ülke çapındaki verilerle de örtüşüyor.

Artışın bir kısmının test sayısının artması ve hastaların hastalığı daha iyi tespit etmesinden kaynaklanabileceği belirtilirken, yeni araştırma obezite ve içki gibi yaşam tarzı faktörlerinin artmasının da bunda etkili olabileceğini gösteriyor.

Araştırmacılar, 25-49 yaş aralığındaki yetişkinlerde ‘en hızlı artışın’ obezite ve alkole bağlı pankreas, ince bağırsak, böbrek ve pelvis kanserlerinde görüldüğünü belirtti.

Genç hastalarda karaciğer, rahim, safra kesesi, testis ve kolorektal kanserlerinde ölüm oranları da arttı.

Amerikan Kanser Derneği’nde gözetim ve sağlık eşitliği bilimi kıdemli baş bilim insanı ve çalışmanın baş yazarı Dr. Hyuna Sung şunları söyledi: ‘Bu bulgular, Baby Boomer sonrası nesillerde artan kanser riskine dair artan kanıtlara katkıda bulunuyor ve erken başlangıçlı kolorektal kanser ve obeziteyle ilişkili birkaç kansere ilişkin önceki bulguları genişleterek daha geniş bir kanser türü yelpazesini kapsıyor.’

‘Doğum gruplarındaki insanlar, doğum yıllarına göre sınıflandırılırlar ve benzersiz sosyal, ekonomik, politik ve iklimsel ortamlara sahiptirler. Bu da onların kritik gelişim yıllarında kanser risk faktörlerine maruz kalmalarını etkiler.’

‘Doğum yıllarıyla ilişkili kanser eğilimlerini tespit etmemize rağmen, bu oranların neden arttığına dair henüz net bir açıklamamız yok.’

CDC verileri, en çok kanserden ölüm yaşanan noktaları gösteriyor; Mississippi, 100.000 kişide 985 ölümle en üst sırada yer alıyor

Tarayıcınız iframe’leri desteklemiyor.

Ekip, bu artışların doğrudan bir nedenini bulamasa da obezitenin kolorektal, rahim, safra kesesi, böbrek ve pankreas kanserlerinde önemli bir etken olabileceğini tahmin ediyor.

Örneğin, CDC’nin geçen yıl yayınladığı veriler, Amerikalıların yüzde 40’ının artık obez olduğunu, yani vücut kitle indekslerinin (VKİ) 30 veya daha fazla olduğunu buldu. Ve 30 ABD eyaletinde obezitede bir önceki yıla göre artış görüldü.

Ekip ayrıca, aşırı alkol tüketiminin artmasının, büyük oranda alkolizmden kaynaklanan karaciğer kanserine yol açabileceğini belirtti.

Örneğin, CDC’nin son verilerine göre, aşırı alkol tükettiğini bildiren yetişkinlerin sayısı 2011 ile 2017 yılları arasında yüzde 12 arttı.

Çalışma çok çeşitli vakaları kapsamasına rağmen, bazı sınırlılıkları vardı; bunlar arasında kanser kayıtlarında bazı verilerin eksik olması ve bazı kanserlerin yanlış tanımlanması yer alıyordu.

Bulgular Çarşamba günü The Lancet Public Health dergisinde yayımlandı.